
sendrom

sendrom
incecik, saydam kanatlarıyla, mavi kuyruklu bir kız böceği asılmış duruyor havada. makineli tüfeklerle donatılmış kobra marka bir helikopter sanki. tarıyor durgun suların kıyısındaki körpecik nergisleri. üzerinde, uçarı, dalgın ilk yaz kelebekleri… belki de süslüyor o kelebeklerden biri şu anda bir okul çocuğunun resim defterini. dönüyor kendi ekseninde kız böceği, sonra iniyor hızla dikine doğru. kaygının petek gözleri, ölümün kara benekleri… insan da kelebek gibidir! pul pul dökülebilir okşarken çiçekleri. derken devriliyor sandal, saplanıyor bataklığa kürekleri…
ne amipli dizanteri, ne epilepsi nöbeti… tıpkı Vietnam sendromu! kurduğum düş kemiriyor beynimi. kapıya şifreli kilit, pencereye demir perde… herkes benim düşmanım, ben herkesin katili. karanlık basmadan çekiyorum ormana cesetleri. eğreltiler, sarmaşıklar, etçil bitkiler… uçuyor ağaçlarda bir kertenkele, kırmızı yılan bileyliyor dilini… uzayıp gidiyor korku sirenleri. kediler beslesem, sulasam da çiçekleri, iyilikler gizlemiyor vahşeti. dönüp bakıyorum arkama:
kelebek katili kız böceği!
İlyas Tunç
26 Mayıs 2009, Sinop
‘Eliz’ Edebiyat Dergisi, Eylül 2009, sayı: 9